1 Haziran 2012 Cuma

Ortodonti Tedaviniz Sırasında Dikkat Etmeniz Gerekenler

Ortodonti tedavi gören insanların ağız hijyenine daha fazla dikkat etmeleri gerekir. Braket takılı olan dişlerde daha fazla yiyecek birikimi olur. Eğer dişlerden ve braketlerden plak temizlenmezse diş eti hastalığı, çürüme ve kötü nefese yol açarlar.

Yumuşak uçlu diş fırçası kullanımı; Yumuşak uçlar çatlak ve köşelere ulaşmakta orta ve sert uçlardan daha başarılıdırlar ayrıca diş etlerini rahatsız etmezler. Özel ortodonti fırçaların kullanılması da yararlı olur.

Diş ipi kullanımı; Günde en az 1 kere diş ipi kullanın. Braketler varken diş ipi kullanmak mümkün gözükmese de, bu hem kolayca yapılabilir hem de gereklidir. Tellerin ve diş eti çizgisinin arası için özel diş ipleri vardır. Braketler ilk takıldığında, diş ipi kullanım teknikleri diş hekiminiz tarafından gösterilir. Eğer doğru yaptığınızdan emin değilseniz diş hekiminize danışabilirsiniz.

İnterdental fırça kullanımı; Ağız hijyeninizi sağlamak için size yardımcı olacak diğer bir yardımcı materyal ise interdental fırçadır.

Düzgün beslenme; Braket takarken çürük yapabilecek besinleri yemeden iki kere düşünmek gerekir. Brakete zarar verebilecek besinlerden de uzak durmalısınız. Braketlerin devamlı kırılması tedavi süresini uzatıcı bir etkendir. Sert ve yapışkan yiyeceklerden uzak durun. Karamel, şeker, sakız...vs. brakete zarar vererek tel ve aralıkların içine kaçabilirler. Yiyecekler orada sıkıştıklarında çürük yapan bakterilerin beslenmesi için yeterince şeker sağlarlar. Elma, havuç...gibi sert yiyecekler bıçakla kesilerek yenmelidir, braketlerin kırılmasına neden olabilirler. Özellikle kabuklu ve sert çerezler braketlerin kırılmasına sebep olabileceği için bunların tüketilmesinden kaçınılmalıdır.

Amerikan Ortodontistler Derneği, çocukların 10 yaşından önce ortodonti gözleme girmesini tavsiye eder. O yaşlarda yeterince kalıcı diş çıktığından, olası sorunları görmek mümkündür. Ama bütün kalıcı dişler kadar beklememelisiniz. Ortodonti tedaviye erken yaşta başlamanın bir çok avantajı vardır.

Ortodonti Tedavi Yöntemleri

SABİT ORTODONTİK APAREYLER; Diş üzerine yapıştırılan braketler ile yapılan tedavi şeklidir.
HAREKETLİ ORTODONTİK APAREYLER; Basit tedaviler hareketli apareylerle (temizlemek için çıkarılabilen plak) yapılabilir. Dişe hafif baskı yapmasını sağlayan narin telleri ve yayları vardır.
ÇENE ORTOPEDİSİ; Çenelerin yüze veya birbirine göre bozulan ilişkilerini özel araçlarla düzeltmeyi amaç edinen bir ortodonti alanıdır. Çoğu zaman ortopedik tedavi (çenelerin uyumu sağlanır) ve ortodonti tedavi (dişlerin kapanış uyumu sağlanır) birlikte yürütülür.
ORTOGNATİK CERRAHİ; Ortodonti veya ortopedik tedavi ile düzeltilemeyecek durumlarda ortognatik cerrahiye başvurulur. Çene ve yüzde oluşan bozukluklar doğuştan yada kaza ve hastalıklara bağlı olarak sonradan ortaya çıkabilmektedir. Çenelerin birbirine ve yüze göre uyumsuzluğu hastalarda hem estetik hem de fonksiyonel rahatsızlıklara yol açmaktadır. Gelişen üstün teknoloji ve cerrahi teknikler ile bu bozuklukların düzeltilmesi uzman cerrahlar tarafından sağlanabilmektedir.
INVISALIGN; Braketler olmadan, şeffaf plakların kullanımıyla dişlerin düzeltimini sağlayan bir tedavidir. Bu yaklaşımda 2-4 hafta arasında değişen, yaklaşık olarak toplam 10-12 adet şeffaf plak kullanımı söz konusudur. Bu plakaların gözle görülmesi ve fark edilmesi zordur. Bu yaklaşım özellikle erişkin hastalar için idealdir. Şeffaf plaklar istenildiğinde çıkartılabilip temizlenebilir. İnvisalign tekniğinin uygulanabilmesi için çok şiddetli bir iskeletsel problemin ve çapraşıklığın olmaması gerekir.
LİNGUAL BRAKETLEME; Braketlerin dişlerin ön yüzeyi yerine, arka yüzeyine yapıştırılması suretiyle onların tamamen görünmez olmasını sağlayan bir tekniktir. Büyümeyi tamamlamış tüm gençlerde ve özellikle de erişkin hastalarda uygun bir tedavidir. Çocuklarda diş sürmeleri devam etmesi dolayısıyla braketleri yapıştırmak sorun olacağından tercih edilmez.

Beyazlatma (Bleaching)


Beyazlatma, dişlerin yapısında (mine ve dentin tabakasında) oluşan ve estetik açıdan sorun yaratan renkleşmeleri giderme işlemidir. Renkleşmeler genellikle yaşlılık, boyar maddelerin (kahve, çay, kola, sigara...vb.) tüketimi, travma, kanal tedavisi, eski protezler, kaplamalar ve de dolgular nedeniyle oluşur. Dişlerin gelişim sürecinde kullanılan antibiyotik (tetrasiklin) veya aşırı flor tüketimi de dişlerde renklenmelere yol açabilir.


Bu beyazlatma işleminin hiçbir zararı ve yan etkisi yok. Yalnız rengi aşırı derecede ağartılmak istenen dişlerde hassasiyet meydana gelebiliyor ve bu da iki üç gün içerisinde geçiyor.


Diş Beyazlatma Yöntemleri

Beyazlatma, dişlerinin renginden memnun olmayan kişilere önerilen estetik bir çözümdür. Çeşitli nedenlerle renk değiştirmiş dişleri beyazlatmak veya kişiye özel diş rengini birkaç ton açmak için kullanılan bir oksijenasyon yöntemidir. Dişlerin doğal renkleri yıllarla, dış etkenlerle koyulaşır. Muayenehanede veya evde yapılabilen diş beyazlatma ile dişler 2-10 ton açılarak tatmin edici bir beyazlama ve güzel bir gülüş elde edilir. Bleaching işlemi mutlaka profesyonel kontrol altında uygulanmalıdır.


Günümüzde uygulanan iki türlü beyazlatma işlemi vardır. Biri kişinin evde kendinin birkaç gece uyguladığı home bleeching ”ev tipi beyazlatma”. Diğeri ise klinik içerisinde uygulanan ofis bleeching “ofis tipi beyazlatma” dır.

Bu yöntem daha önceden var olan 8-10 yıllık geçmişe sahip bir yöntemin geliştirilmiş halidir. Her geçen gün kullanılan malzemelerinde değişip geliştirilmesiyle kısa sürede etkili bir sonuç alınmaktadır.



Ortodonti Sorunların Sebepleri

a) Beslenme Bozuklukları; Yeterli beslenemeyen kişilerde, çene ve yüz yapısında hacimsel küçülme meydana gelecek ve normal hacimdeki dişler küçük çenelerde gerekli yeri bulamayacakları için çapraşıklıklar, rotasyonlar (dönme), hatta gömüklük olguları görülür.
b) Ağızdan Nefes Alma; Kronik iltihaplar ve benzeri nedenler, uzun süre devam ederse bademcikler aşırı derecede büyüyebilir. Bu durumda solunum yolları daralır ve nefes alma güçlüğü meydana gelir. Bu güçlüğü yenebilmek ve o bölgedeki hava geçiş yolunu genişletebilmek amacıyla çocuk alt çenesini ve buna bağlı olarak dilini öne alma zorunluluğu duyar. Bu durum, uzun süre devam edecek olursa alt çenenin öne doğru konumu yerleşir. Dil ön dişler arasına girer ve dişlerin sürmelerine engel olursa açık kapanış meydana gelir. Hasta burundan nefes alamıyor ise, üst çenenin büyüme potansiyeli üzerinde negatif etki oluşabilir.
c) Parmak Emme; Yeni doğmuş bir bebekte oldukça gelişmiş bir emme mekanizması vardır. Emme içgüdüsü tatmin edilmemiş bir bebek, bu ihtiyacını gidermek için bazı alışkanlıklar edinir. Anne sütü ile 9-18 ay beslenen çocuklarda çoğunlukla bu alışkanlık görülmez. Yapılan araştırmalar parmak emmenin yaşamın ilk bir kaç haftasında açlığa bağlı olarak geliştiğini göstermiştir. Dişlerin sürmeye başladığı dönemde lokal iritasyonlardan doğan ağrı parmak emme yoluyla giderilebileceğinden bu alışkanlığın dişlenmeye yardımcı olduğu düşünülebilir. Parmak emme yaşla azalır.
- Parmak emmenin nedenleri;

· Ani olarak anne memesi veya biberondan kesilme,

· Bebek beslenirken emmesini çok kısa sürede sonlandırmak,

· Bebeğin beslenmesini uzun aralıklar olacak şekilde değiştirmek.

Parmak emme alışkanlığında erken dönemde hiç önlem alınmaz. Bu devrede alışkanlığı önlemek, çocuğun fizyolojisini etkileyeceği için zararlıdır.

Parmak emme alışkanlığının tedavisi için kesin bir yaş söylenemez. Uygun zaman ayarlanması her çocuk için ayrı ayrıdır. Alışkanlığın derecesi, çocuğun geçmişi zaman ayarlanmasını etkiler. Genel olarak parmak emme 3.5 yaşından sonrada devam ediyor ise tedavisine başlanmalıdır.

Bu alışkanlığı sürdüren çocukta, emilen parmağa ve sayısına göre etki alanında bulunan alt ve üst dişlerde yer değiştirmeler ve kapanış düzensizlikleri görülecektir.

ç) Yalancı Emzik; Fizyolojik özellikleri olan bir emziğin 1.5 yaşına kadar emilmesi zararlı değildir. Hatta çocuğun parmak emme gibi kötü bir alışkanlık edinmesini önleme yönünden yararlıdır. Yalancı emzikler sürekli olarak kullanıldıkları zaman, etki alanları içindeki dokulara uzun süreli anormal etki yapacağı için o bölgelerde düzensizlik ve çeşitli kapanış bozukluklarına neden olmaktadır.
d) Yatış Şekli; Yatış şekli, çoğunlukla alt çenenin yatma sırasındaki konumunu belirler. Bu da bize alt çenenin ortalama günde 8 saat hangi konumda olduğu hakkında bilgi verir. Örneğin yüzü koyun yatan bir çocuk ile sırt üstü yatan bir çocukta alt çenenin konumu farklıdır. Uyurken sürekli aynı tarafa yatıp elini veya yumruğunu yüzü ile yastık arasına koyma alışkanlığı olan kişilerde o tarafta yüz devamlı bir basınç altında bulunacağı için ortodonti problemler çıkabilir.
e) Diş sıkma, tırnak yeme, kalem ısırma, dudak ısırma...gibi kötü alışkanlıklar.
f) Süt dişlerinin erken kaybı.
g) Diş etine bağlı diş düzensizlikleri.
ğ) Diş kaybına bağlı olarak meydana gelen düzensizlikler.
h) 20 yaş dişlerinin öndeki dişleri sıkıştırmasına bağlı düzensizlikler.
ı) Genetik olarak yatkınlık.
i) Hormonal düzensizlikler, sistemik hastalıklar.

Bonding Doğal Görünür Mü ?

Evet! Estetik diş hekimliğinde yetkin bir diş hekimi tarafından yapıldığında doğal görünür.



Bonding Sistemi Uygulanırken Ağrı Hissedilir Mi ?

Hayır! Pek çok durumda, dişi uyuşturmaya bile gerek duymadan bu işlem uygulanabilir.