10 Temmuz 2012 Salı

Gülümsemeyi ve Diş Sağlığını Etkileyen Faktörler

Gülümsemeyi ve diş sağlığını etkileyen faktörler;
- Düzgün sıralanmamış, çapraşık dişler,
- Çürükler,
- Lekelenmeler,
- Travma veya çürük nedeniyle kırılmış veya çekilmiş dişler,
- Aralarında boşluk olan dişler,
- Dudak diş arasında uyumsuz ilişki,

Günümüzde gelişen diş hekimliği bütün bu sorunlarımızı ağrısız ve hızlı bir şekilde çözüme ulaştırabilmektedir.

Gülüş Tasarımı
Gülüş Estetiği
Estetik Gülüş Tasarımı
Estetik Gülüş

Estetik Gülüş İfadesini Belirleyen Faktörler

Estetik gülüş ifadesini belirlerken etkileyen faktörler;
- Yüz hatlarınız,
- Cinsiyetiniz,
- Yaşınız,
- Gülüş simetrisi,
- Diş doktorunda dişlerinizin sıralanışı ve renkleri,
- Dudaklarınız,
- Diş etlerinizdir.

Gülüş tasarımına ilk önce yüz hattınızın hangi geometrik şekle uyduğu tespit edilerek başlanır. Kişinin yüzündeki hatlar dişlerin hangi formda seçilmesi gerektiğini şifrelerini içerir. Erkek ve kadın anatomisi birbirinden farklıdır. Erkeklerde yüz hatları daha keskin ve belirgindir. Alın burun, çene ucu orantısı kadın yüzüyle farklılıklar gösterir. Kadınlarda geçişler daha yumuşak burun ve kaş kemerleri daha siliktir. Dişlerde de aynı paralellik vardır. Kadınlarda dişlerin köşeleri daha yumuşak döner. Gülme hattı yukarı doğru kavislidir. Ortadaki iki diş yandaki dişlerden biraz daha uzundur. Komşu dişlerin köşeleri arasında minik aralıklar vardır. Erkeklerde gülme hattı daha düzdür. Komşu dişler daha düz bir hatta birleşirler. Dişlerin hatları daha belirgindir.

Gülüş Tasarımı
Gülüş Estetiği
Estetik Gülüş Tasarımı
Estetik Gülüş

Estetik Diş Hekimliğinde Son Teknoloji Zirkonyumun Avantajları

Dişlerinin görünüşünden ve gülüşünden memnun olmayanlar CAD-CAM sistemleri ile gerçekleştirilen zirkonyum porselenler ile istedikleri doğal dişlere ve gülüşe sahip olabilirler. Tıbbın diğer dallarında başarı ile kullanılan zirkonyum maddesi 2000 li yıllardan itibaren diş hekimliğinin hizmetine sunulmuştur. Işık geçirgenliği özelliği sayesinde doğal dişlerin dokusu tam olarak yakalanır. Sağlıklı bir dişin minesi tamamen ışığı geçirmesine rağmen porselen dişlerin altında kullanılan metaller porselen dişlerde opak (mat, koyu renkli) bir görüntü yaratabilmektedir. Özellikle güneşli ortamlarda ve fotoğraf flaşında belli olabilen cansız görüntü problemi, zirkonyum dişlerde çözülmüştür.

Diş eti uyumu klasik metal alt yapılı porselenlere göre çok daha iyidir. Diş eti hastalıklarında ya da dişeti çekilmelerinde sıkça görülen diş eti morlukları zirkonyumda görünmez. Allerjik değildir, doku dostu bir materyaldir. Metal alerjisi olan hastalarda metal destekli porselenlerin yerine kullanımı son derece başarılıdır. Isı yalıtıcı özellikleri çok iyi olduğundan soğuk sıcak hassasiyetini önlerler.

Zirkonyum porselenler oldukça sağlam bir yapıya (900 megapaskal direnç) sahiptirler. Bu özellikleri sayesinde arka bölgelerdeki dişlerde de çok rahatlıkla kullanılırlar. Bu kadar güçlü olmasıyla birlikte ışığı geçirecek kadar zarif ve estetiktir. Hem ön hem de arka dişlerde güvenle kullanılabilen ileri teknoloji ürünü bir malzemedir.

Diş Zirkonyum

Zirkonyum

Zirkonyum Porselen

Metal bir desteklilere en büyük üstünlükleri renkleri, ışığı yansıtmaları ve canlı görünümleridir. Altlarında metal olmadığı için yansıma diş gibi çok doğaldır. Tam seramikler ışığı geçirdiklerinden doğal diş yapısına çok benzer bir estetik oluştururken, çok iyi yapılmış bile olsa metal porselenlerde bir donukluk ve yapaylık vardır. Bu nedenle özellikle ön dişlerde tam seramikler tercih edilmelidir.


Metal destekli porselenler bazı ışıklarda (disko, fotoğraf makinası flaşı...vb) ağızda yokmuş gibi koyu renk bir boşluk görüntüsü verirler. Tam seramikler ise doğal diş gibi tepki verir ve her türlü ışığı geçirirler. Alt yapısında metal olmadığı için kron-diş eti hizasında koyu renk (gri-mor renkli) bir çizgi olmaz. Daha estetik bir görüntü sağlanır.

Diş eti çekildiğinde, full porselenler estetik görünümlerini korurlarken, metal porselenler diş ile birleştikleri bölgede kötü bir görüntü oluştururlar. Metal desteklilere göre diğer bir avantajları da; yapıştırılma şekilleridir. Metal desteklilerin yapıştırılması sadece mekanik olarak yapılabilmekteyken bunların hem mekanik hem kimyasal tutuculukları vardır. Metal destekli porselenlerde metale karşı olabilecek alerji riski de bu tür kuronlarda yoktur. Bu estetik porselenler, çiğneme kuvvetlerine karşı direnci çok güçlü olmadığı için, arka dişlerde kullanılamıyordu. Zamanla geliştirilen malzemeler ve estetiğe olan ilginin artması günümüzde çok kullanılan zirkonyumun gelişmesini sağlamıştır.


Zirkonyum
Diş Zirkonyum

Estetik Dolgular(Diş Aralıklarının Kapatılması)

Daha güzel, aydınlık bir gülümsemeye ihtiyacımız olduğunu hissettiğimizde başvuracağımız en kolay ve en ucuz yöntemdir. Çoğu zaman anesteziye bile ihtiyaç olmaz. Dişlerimizin renginden, pozisyonundan oluşan sorunlar kolayca halledilir. Adeziv sistemlerden yararlanılır. En az 5 yıl sorunsuz kullanılır. Bir problem olduğunda yine dişe hiç zarar vermeksizin tekrar edilebilir. Kaliteli malzemeler ve yetkin diş hekimliği hizmetiyle sonuçlar çok doğal ve estetiktir.




Neden Kanal Tedavisi

Büyük bir çürük ya da travma...vb. sebeplerle oluşan kırık sebebiyle diş pulpasına ulaşan bakteriler sebebiyle diş ölebilmekte veya iltihaplanabilmektedir. Böyle bir durumda çiğneme, baskı ve ya sıcak-soğuk aşırı hassasiyet ve ağrıya sebep olabilmektedir. Ayrıca herhangi bir etkene bağlı olmadan da ağrı olabilmekte ve gece ağrısı yapıp ağrı kesicilere cevap vermemektedir. Bu gibi durumlarda diş kendi kendini iyileştirememektedir ve doktorunuzun bilgisi olmadan alacağınız ilaçlar özellikle antibiyotikler, ağrınızı sadece geçici bir süre için erteleyebilirler. Sorun büyüdüğünde enfeksiyon yayılabilmekte alt dokulara da geçerek apse olarak yüzünüzde şişmeye sebep olabilmekte ve tedavisi daha güç bir hale gelmekte ve dişin çekilmesi gerekebilmektedir. Bu durumda tek çözüm dişin pulpasının temizlenerek ağrıya sebep olan sinirlerin ortadan kaldırılmasıdır. Çekim daha ucuz bir tedavi yöntemi olmasına rağmen, sağlam bir dişin kaybı, doldurulması zor bir boşluk oluşturmaktadır. Bu boşluğun kapatılması amacıyla köprü, protez ya da implant yapılması daha masraflı ve zor bir tedaviyi getirmektedir. Eğer seçim yapabilme şansınız varsa dişinizi kaybetmemeniz her zaman avantajınıza olacaktır.

Günümüzde kullanılan yeni tedavi sistemleri (dijital görüntüleme) ve yöntemleri (turlu kanal şekillendirme) ile önceki yılların aksine kanal tedavisi sırasında herhangi bir ağrı oluşmamaktadır. Kanal tedavisi tek seansta tamamlanabileceği gibi dişin durumuna göre birkaç seans da sürebilir.

Kanal tedavisi sonrasında restorasyonu yapılan diş, hijyen kurallarına uyulduğu sürece çok uzun yıllar sağlıklı olarak kullanılabilmektedir.

Kanal Tedavisi

Diş Eti Hastalıklarından Korunmak Mümkün Müdür

Diş eti hastalıklarının önlenmesinde en önemli görev, kişinin kendisine düşmektedir. Hastalığın ana etkeni bakteri plağı olduğuna göre, bakteri plağının oluşumunu engellemek esastır. Bakteri plağı oluşumunu engellemek için, dişlerin ve dişetlerinin düzenli olarak fırçalanması gerekir. Diş eti hastalıklarının önlenmesinde düzenli ağız bakımının yanısıra, düzenli diş hekimi kontrolü de önem taşır. Fırçalama ile plak oluşumunu tamamen önlemek mümkün olmayabilir. Bu durumda oluşan plak ve diştaşları, diş hekimi tarafından temizlenir. Diş hekimi kontrolleri sayesinde, oluşabilecek sorunlar erken safhada teşhis edilmiş olur.

Plak, dişlere ve ağız boşluğundaki sert dokulara sıkıca yapışan, yumuşak birikintilerden oluşan, saydam bir tabakadır. Tırnağınız ile dişinizin üzerini kazıyarak plağı farkedebilirsiniz. Plağın 1 miligramında 500 milyon ile 2 milyar arasında bakteri bulunmaktadır. Dil, dudaklar ve tükrük, bakterileri yiyecek ve içeceklerle birlikte, dişlerin üzerinden alıp mideye gönderir. Bu nedenle, bakteriler dişe tutunabilmek için, dekstran adında yapışkan bir madde salgılar. Dekstran suya dirençlidir, bu nedenle ağız çalkalandığında plak uzaklaşmaz. Dekstran, ayrıca yenen gıdaların küçük parçacıklarını yakalayarak bakterilere yiyecek temin eder. Sonuç olarak plak, bakteriler, salgıladıkları yapışkan dekstran ve yiyecek artıklarından oluşan bir yapıdır. Plak içindeki bakteriler, küçük gıda artıklarını sindirerek organik asitleri açığa çıkarırlar. Bu asitler dekstran nedeniyle dişle uzun süre temasta kalır. Bu temas çürük oluşumuna davetiye çıkarır.

Plak genellikle diş eti seviyesinde oluşur ve diş etinin iltihaplanmasına neden olur. Plak oluşumu için gerekli olan 24 saat geçmeden, bakteriler diş ve dişetlerine zarar verecek asitleri üretemez. Bu nedenle düzenli olarak plağın temizlenmesi gerekir. Plak temizliği için, dişleri güzde en az iki kez florürlü bir diş macunu ile fırçalamak ve günde bir kez diş ipi kullanmak gerekir. Aksi takdirde, plak zamanla diştaşına dönüşür. Diştaşı, plak tabakası gibi diş fırçası yardımıyla diş üzerinden uzaklaştırılamaz, ancak bir diş hekimi tarafından temizlenebilir.

Diştaşı (tartar), tükrükteki kalsiyum tuzlarının, bakteri plağı vasıtasıyla dişe yapışması sonucu oluşur. Diştaşının hastalık oluşumundaki ana etkisi, diş etinin iritasyonuna neden olmasının yanısıra, sürekli bakterilerle çevrili olmasından kaynaklanır. Diştaşı, plağın periodontal dokularla yakın temasta kalmasına ve plak temizliğinin mümkün olmadığı alanların oluşmasına neden olur. Diştaşı, diş yüzeylerinin yanısıra protezler üzerinde de oluşabilir.

Diş
Periodontoloji Diş Eti Hastalıkları