Bu düşünce inandırıcılıktan uzaktır; sadece açık renkli yiyecekler yenilip su içilirse mümkün olabilir ama bu durm mantığa aykırıdır. Diş beyazlatma işleminin sonucu 3-6 arasında etkilidir; dişlerde yoğun miktarda sarılık varas beyazlatma işlemi çok daha etkili olurve bu etki uzun süre hissedilir.
Bleaching yani dişlerin “ağartılması” işlemi son yıllarda büyük gelişim göstermiştir ve yetkili diş hekimliği organizasyonlarınca güvenilirliliği kabul edilmiş bir tedavi yöntemidir. Eğer birey dişlerinin formundan memnun ise, renginden memnun değilse diş beyazlatma en koruyucu yöntemdir.
Dişlerimiz söz konusu olduğunda onların beyazlıkları her zaman sağlık ve estetiğin vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilmiştir. Dişlerimiz yaşayan, dış ortamla ilişki halinde ve ondan etkilenen canlı dokulardır. Yediğimiz ve içtiğimiz bir çok madde onlar üzerinde etkiye sahiptir. Bunlar arasında kahveyi, sigarayı, çayı öncelikliler arasında sayabiliriz. Bunların yanı sıra genetik ve fizyolojik yapımıza bağlı olarak da dişlerimizde renklenmeler oluşabilir.
Unutmamalıyız ki dişlerimizin periyodik olarak 6 ayda bir diş hekimi kontrolünden geçmesi çok önemlidir. Hekiminiz tarafından size uygulanan diş taşı temizliği beyazlatmadan tamamen ayrı bir tedavidir. Bu tedavide dişlerinize bir beyazlatma uygulanmaz periodontal dokuların (diş eti, çene kemiği, diş lifleri) sağlığının devamı amaçlanır. Beyazlatma bu tedavinin tamamen ayrı bir yaklaşımdır. Bu nedenle diş hekimliğinde gelişimle beraber dişlerin beyazlığını sağlayacak bir çok madde de geliştirilmiştir. Günümüzde geçmiş dönemlerle karşılaştırıldığında oldukça başarılı ajanlarla, dişlerde yüksek derecede fark edilir bir beyazlatma sağlamak artık mümkün olmaktadır. Temel prensip olarak mine yapısına sinmiş renklenmeler mine yapısına hiç zarar verilmeden alınmakta ve yapı oksijen ile kuvvetlendirilmektedir.
Sıkça yapılan bir hata piyasaya sürülmüş hiçbir kontrolü olmayan ve denetlenmemiş ürünlerle dişlerin beyazlatılmaya çalışılmasıdır. Bu ürünler dişleri geri dönüşümsüz beyazlatmadan çok uzak ve minede onarılması güç zararlar oluşturan yapıda ajanlardır. Bu yüzden dişlerimizin canlı dokular olduklarını unutmadan onlarla ilgili kararları ve uygulamaları hekimimizle birlikte yapalım.