a) Çürük; 20 yaş dişleri konum olarak çok geride
oldukları için ve genellikle düzgün doğrultuda süremedikleri için temizlik ve
bakımları daha zor ve bu sebeple çürümeleri daha kolaydır. Bu dişler çürüdükten
sonra ise çok geride olmalarından dolayı tedavileri zordur. Ayrıca diğer
dişlerden çok daha değişik olan kök kanalı yapıları sebebiyle kanal tedavisi de
çoğu durumda uygulanamamaktadır.
b) İkinci Büyük Azı Dişine Etkileri; 20 yaş dişleri
genellikle düzgün pozisyonda süremedikleri için çevrelerindeki besin
artıklarının birikimiyle veya yanındaki büyük azı dişine uyguladıkları basınçla
komşu dişte de madde kaybı ve çürüklere sebep olabilmektedirler. Bu şekilde
zarar verebilme potansiyeline sahip 20 yaş dişlerinin de çekilmeleri
gerekmektedir.
c) Perikoronitis (Çevre Diş Eti İnflamasyonu); 20
yaş dişleri kısmen gömük kaldıkları durumlarda üstündeki diş etiyle arasında
biriken bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyon gelişebilir. Bu esnada yüzde
şişme, ağız açmada zorluk, ağrı, ağız kokusu, lenf bezlerinde şişlik ve ateş
gibi durumlar görülebilir.
ç)
Dişlerde Çarpaşıklık; 20 yaş dişleri normal pozisyonda
süremediklerinde, sürme esnasında dişlere uyguladığı basınç sebebiyle diğer
dişlerde de hareketliliğe yol açabilir ve diş dizisinde çarpaşıklık gibi durumlara
rastlanabilir.
d) Ağrı; 20 yaş dişleri normal pozisyonlarında
süremediklerinde yan dişlere uyguladıkları basınçla ağrıya yol
açabilmektedirler.
e) Kist Oluşumu; 20 yaş dişleri tam olarak gömülü
oldukları veya kısmen gömülü oldukları durumlarda bazı hastalarda kist oluşumuna
sebep olabilmektedirler. Bu durum muayene esnasında hekiminizin çekeceği
panoramik röntgenle teşhis edilebilmektedir.
f) Yanak Isırma; Çok sık rastlanılmasa da 20 yaş
dişleri genelde normal pozisyonda süremediklerinden hastalarda yanak ısırma ve
mukozada yaralanma şikayetlerine sebep olabilmektedir. Böyle durumlarda da 20
yaş dişlerinin zaten normal fonksiyon görmediklerinden alınmaları uygundur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder