31 Aralık 2012 Pazartesi

Pedodonti Çocuk Diş Hekimliği ve Çocuk Diş Tedavisi

Çocuklarda 6. ayda süt dişleri sürmeye başlar. 24-30. aylarda tamamlanır. Her bir çeyrek çenesinde 3 tane kesici, 2 tane azı dişi olmak üzere 5 diş vardır. 6 yaşındayken 5. dişinin arkasından 6. diş olarak ilk daimi dişi olan 1. büyük azı dişi çıkar. Herhangi bir diş düşürerek gelmediği ve çoğunlukla da çıkarken çocukta herhangi bir rahatsızlık yaratmadığı için anne babalar bu dişin daimi diş olduğunun farkına varmayıp çürümesini önemsemezler. Bu nedenden 10-15 yaş civarında bu dişi çekilen çocuk sayısı çok fazladır. Yetişkinlerde eğer ağzında bir diş eksikliği varsa çok büyük istisnalar haricinde bilin ki bu diş eksiktir.

Daha sonra 7 yaşında ön dişlerden dişler değişip daimi dişler gelmeye başlar. 11 yaşında son süt dişleri değişir. 12 yaşında arkadan 7 diş olarak 2. Büyük azı dişi çıkar ve daimi dişlerin çıkması tamamlanmış olur. Buna daha sonra 18-25 yaş arasında 20 yaş dişleri eklenir.

Yapılan araştırmalarda 6-12 yaş grubu çocukların % 97'sinin dişlerinde tedavi edilmesi gereken çürükler vardır. Daimi diş olan 1. büyük azı dişinin, 6-12 yaş grubundaki çocukların % 40'ında çürük olduğu tespit edilmiştir. Dolguları yapılmayan bu dişler ilerde çekilip birçok diş kayıplarına ömrünün tümünü etkileyecek şekilde hayat konforunun düşmesine sebep olmaktadır. 

Diş Beyazlatma ve Diş Taşı İle Lekelerin Temizliği


Diş taşları dişlere yapışan bakteri plaklarının üzerine tükürükteki kalsiyum, gıda artıkları ve ağızdaki diğer maddelerin çökmesi sonucu sertleşmesi ile oluşur. Ayrıca yediğimiz, içtiğimiz renklendirici gıdalar zaman içinde dişlerde boyanmaya neden olabilir. Sadece estetik amaçla değil diş etinin ve dişlerin sağlığı için bunların temizlenmesi gereklidir. Denizdeki kayalar midyeler için neyse diş taşları da bakteriler için öyledir.


30 Aralık 2012 Pazar

Diş Beyazlatma


Beyazlatma işlemi ile 2 farklı işlem kast edilmekte ve çoğu zaman bunlar birbirine karıştırılmaktadır;
Diş taşlarının ve dişteki yüzeysel renklenmelerin temizlenmesi ile elde edilen dişin var olan doğal rengi,
Dişin doğal renginin daha beyaz hale gelmesi için yapılan işlemlerle elde edilen beyazlık (Bleaching).

Kişinin beklentileri de önemlidir. Diş beyazlatma tamamıyla kozmetik amaçla yapılan bir işlemdir. Bazıları, beyazlatıcı diş macunları ile bekledikleri sonucu elde ederken, bazıları dişlerinin rengi çok koyu olmamasına rağmen daha beyaz bir doğal diş rengi ister, bir diğeri ise koyu renk dişlere sahip olmasına rağmen görünümünden memnundur. Bazı kişilerde dişlerindeki ciddi renklenmelerin düzelmesi ve gülümsemelerinin istedikleri gibi olabilmesi için porselen kaplamalar veya dolgular isteyebilirler. Sizin için uygun olan seçeneği diş hekiminizle beraber onun tavsiyeleri ile belirleyebilirsiniz.


Ağız ve Çene Cerrahisi


Her türlü diş ameliyatları ve implant operasyonları uygulanmaktadır.


Kanal Tedavisi ve Dolgusu


Dişin iç kısmında damar ve sinirlerden oluşan öz odası adı verilen dişin beslenmesini sağlayan doku bulunmaktadır. Dişin içindeki sinir dokusu çürük, diş eti hastalığı veya dişe gelen darbeler sonucu hasar görebilir. Şiddetli diş ağrısı, şişme gibi belirtiler varsa dişin içine sızan mikroorgnizmalar öz odası tamamen tahrip olmuş demektir. Kanal tedavisi; bu tahrip olan dokuları temizleyip, dişin içini dezenfekte edip zarar görmüş dişlerin ağızda tutulup, sağlığına kavuşturulması için yapılan tedavidir. Dişin sinir dokusu çıkarılarak bu boşalan alanın kanal dolgu maddeleri ile doldurulur.

Şu anda elimizdeki modern aletlerle ağrısız, hızlı ve eskiye oranla daha yüksek başarılı kanal tedavileri yapabiliyoruz fakat en iyisi çürüklerin zamanında tedavi edilip kanal tedavisine ihtiyaç kalmamasıdır. Çünkü kanal tedavisi başarı oranları diğer tedavileri göre düşüktür. Ayrıca kanal tedavisi yapılan dişlerin kırılganlığı arttığı için kaplama yapmadır.


Amalgam Dolgu Sonrası Hastaya Uyarılar


Uygulamanın yapıldığı tarafı en az bir saat kullanmaması ve takip eden 24 saat içinde de dikkatli olunarak sert şeyleri o bölgede çiğnememesi hastalardan istenmelidir. Amalgam dolgulardan sonra kısa süreli bir sıcak-soğuk duyarlılığı olabilmekte ve bu zamanla kaybolmaktadır. Ancak ender olsa da bazı kişilerde ağızda çeşitli metaller bulunduğunda ya da çatal gibi başka bir metal girdiğinde elektriklenmeden doğan hassasiyetler olabilmektedir. Geçmeyen duyarlılıklarda duyarlılığın yalnızca bu sebepten olduğuna emin olduktan sonra dolgunun metal olmayan bir dolgu ile değiştirmek çözüm olabilir.


Amalgam Dolgudaki Civa Zararlı Mıdır ?


Amalgam dolgudaki civa diğer metallerle kimyasal reaksiyona girerek yapısı değişir ve zararsız hale geçer. Çiğneme ve öğütme sonucunda ağızda açığa çıkan civa miktarı su, hava ve yiyeceklerde alınan miktardan çok daha küçüktür. 20 tane dişinizde amalgam dolgu olsa bu yüzden alacağınız civa miktarı gıdalardan aldığınızın 1/5'i kadardır. Üstelik bu araştırma Karadeniz değil okyanus balığı yiyen ve çevresel şartları çok iyi ülkelerde yapılan araştırma sonucudur.