10 Ağustos 2012 Cuma

Ağız ve Diş Sağlığı İçin Nasıl Beslenilmeli


•Doğru gıda gruplarıyla beslenmeli
•Tahıllı ekmek
• Meyve, özellikle sert ve sulu meyveler tüketmek (elma, kavun, karpuz vb)
• Sebzeler tüketilmeli
• Et, yumurta, balık
• Süt, yoğurt, peynir
• İşlenmiş gıdalardan uzak durmalı (fast food)
• Mümkün olduğunca ana öğünlerde beslenmeli
•Öğün arası atıştırmalarda mümkün olduğunca kaçınılmalı,eğer atıştıracaksanız sert gıdalar ve diş dostu gıdalar tercih edilmeli (süt, yoğurt, peynir)
• Asitli içeceklerin tüketimi kısıtlanmalı
• Dişlere yapışan sakız ve şekerlerden uzak durulmalı
• Tükürük akışını artırmak için şekersiz sakız veya içinde şeker olarak xylitol içeren sakızlar çiğnenmeli
• Günde iki kez dişler fırçalanmalı bir kez diş ipi kullanılmalı
• Yılda iki kez diş hekimine kontrol ettirilmeli.

Diş

Ağız ve Diş Sağlığında Hamileler

Vücudun artan mineral ve vitamin, özellikle kalsiyum ihtiyacını karşılamak gerekir. Bu mineraller fetus gelişimi içinde çok önemlidir. Eğer anne adayı vitamin ve minerallerden zengin besinlerle beslenmezse hem kendisi hem bebeğin gelişimi için olumsuz olur. Hamilelik sırasında diş çürükleri ve diş eti hastalıklarından korunmak için diş fırçalamanın yanında beslenmeye de dikkat edilmelidir.

Diş

Ağız ve Diş Sağlığında Vejetaryenler

Tek tip gıda ile beslene insanlar da, her ne kadar alternatif protein, mineral ve vitamin alımını sağlasalar da, hayvansal gıdalarda çok miktarda bulunan vitamin ve minerallerden yoksun kalırlar, özellikle D vitamini ve kalsiyum vücudun sert dokuları (kemikler ve dişler) için çok önemlidirler.

Diş

Ağız ve Diş Sağlığında Çocuklar


Çocuklar: Çikolata, şeker, cips, fast food ve kolalı içecekler çocukların tüketmekten hoşlandıkları gıdalardır. Ağız bakımı yetersizse, bu gıdaları fazla tüketen çocuklarda diş çürükleri daha fazla görülür. Ailelere düşen görev, bu gıdaların tüketimini kısıtlamak ve düzene sokmaktır. Çikolata ve şekeri yemeklerden sonra vermeli, sonrasında dişleri fırçalamasını sağlamalıdır. Öğün arasında tüketilirse de bir bardak su ile ağzın çalkalanarak asit oluşumunu önene geçmeye çalışılmalıdır.

Diş

Beslenme ve Ağız Diş Sağlığı


İnsanların beslenme alışkanlığı, ağız ve diş sağlığı üzerinde çok etkilidir. Şekerli ve yumuşak gıdaların tüketimi diş çürükleri ve diş eti hastalıklarının en önemli nedenlerindendir. Normal olarak bakteriler, her insanın ağzında bulunurlar ve ince film şeridi gibi dişin üzerine yapışırlar,bu ince film şeride diş plağı denir. Plak içerisindeki bakteriler gıda artıklarıyla beslenirler ve yaklaşık 20 dakika sonra asit oluşturmaya başlarlar ki bu asitler diş yüzeyinde erozyon(aşınma)oluşturarak diş çürüklerine ve dişeti hastalıklarına neden olurlar. Bunu engellemenin tek yolu diş fırçalama ve diş ipi kullanımıdır.

Bakteriler, plak içerisinde,fermente olan karbonhidratlar olan şekerli ve nişastalı gıdalarda gelişirler. Bazı karbonhidratlar,basit şeker dediğimiz glukoz, fruktoz, maltoz ve laktoza sindirim sisteminde dönüşürler, ama fermente olan karbonhidratlar direk ağız içinde basit şekere dönüşürler. Bu basit şekerle beslenen bakteriler asit oluşturarak  dişin minesinde erimeye (demineralizasyon) nedenolur. Tükürük, flor, sebze tüketimi ve süt ürünlerinde oluşan besinler ise dişteki bu erimeyi tersine çevirir (remineralizasyon). Ancak demineralizasyonun remineralizasyondan fazla olduğu durumlarda çürüme başlar.

Dişlere yapışan şekerler, cips gibi yiyecekler dişlere yapışıp ağız ortamında daha fazla kaldıkları için ortaya çıkan ağız asitleri nedeniyle diş çürükleri daha fazla olur. Bunun yanında asitli içeceklerin fazla tüketimi, dişin mine dokusunda tabakasında erimeye, dolayısıyla güçsüz kalan diş dokusunda çürüklere neden olur.

Diş

Zirkonyum Nedir


Zirkonyum (Zr) kimyasal bir elementtir. Sıcaklığa ve korozyona karşı çok dirençlidir. Bir çok farklı bileşik halinde bulunabilir. Bunların en önemlisi zirkonyum oksit (ZrCfc) bileşiğidir. Son yıllarda metal destekli porselen diş restorasyonları sabit protetik köprü restorasyonlarında kullanılmaktadır. Alerjik raksiyonların artması araştırmacıları farklı dental seramik arayışına itmiştir.

Tam seramik restorasyonlar alternatif olarak araştırılmaya başlanmıştır. Tam seramiklerin translusensligi sayesinde doğal diş görüntüsü yakalanabilmektedir. Tam seramik kron restorasyonlar hem ön bölge hem de arka bölgelerde kullanılmaktadır. Uzun dönem takiplerde bu restorasyonlar çok iyi sonuç verdiği bildirilmiştir.

Son dönemlerde tam seramik restorasyonlar köprü restorasyonu olarak kullanılmaya başlanmış. Bununla ilgili olarak da hem in vit-ro hem de in vivo çalışmalar yapılmıştır. Tam seramik restorasyonların kırılgan olmaları onların köprü restorasyonu olarak kullanılmalarına engel olmuştur. Bu yüzden alternatif olarak CAD/CAM sistemiyle kullanılabilen “yıttrium oa-de partially-stabilized zirconia” (Y-TZP) kullanılmaya başlanmıştır. Y TZP ortopedide eklem protezi olarak kullanılmaktadır ve diğer seramiklere göre çok daha uyumlu, kırılmaya karşı dirençli olduğu belirtilmiştir. Bu özellikleri premolar ve molar bölgesinde daha rahat kullanılmasını sağlamıştır.

Y-TZP seramikleri iki farklı yöntemle elde edilmektedir. Bunlardan biri, yeşil seramiklerden olan homojen zir-konia blokları sintirlendikten ve büzüldükten sonra son boyutları elde edilir. Diğer yöntem ise yoğun sintirlenmiş zirconia bloklar restorasyonların son halinde millenerek elde edilmiştir. Estetik sonuç açısından her iki yöntemde uygun sonuç vermektedir.

Zirkonyum (Zr) kimyasal bir elementtir. Atom numarası 40, atomik ağırlığı 91,22′dir. Heksago-nal kristal formunda bir yapı gösterir. Sıcaklığa ve korozyona karşı çok dirençlidir. Bir çok farklı bileşik halinde bulunabilir. Bunların en önemlisi zirkonyum oksit (ZrCfc) bileşiğidir. Zirkonyum sıcaklığa ve korozyona karşı çok dirençlidir. Bir çok farklı bileşik oluşturabilir. Bunlar zirkonat (ZrOs), zirkonu tuzu (ZrO”!) ve en önemli bileşiği ise zirkonyum oksittir (ZrCh)3.

Zirkonyum metalinin ilk defa 1789 yılında Sri Lanka’da bulunduğu, 1824′teBerzelius tarafından ilk defa potasyumla işlendiği, 1904 yılında bomba yapısı içinde Lely ve Hamburger tarafından kullanıldığı rapor edilmiştir. Fotoflaş tozu, havai fişek veya işaret fişeği ilk kullanım alanlarıdır. 1949 yılında da termal reaktörlerde ısı koru olarak kullanılmıştır. Nükleer sanayide kullanım alanı vardır.

Zirkonyum 2. geçiş serisinin elementlerinden biridir. Elektronu konfigürasyonunda tamamlanmamış iki tane 4d elektronu vardır. Zirkonyum, hafniyum ve ütanyum’a benzer özellikler göstermektedir. Hafniyum ve ütanyım gibi zirkonyum elementi de :. ne 3d ve 5d elektronuna sahiptir. Bu üç elementin kimyasal ve fiziksel özellikleri birbirlerine benzer, aralarındaki fark çekirdek yapılarından kaynaklanmaktadır. Zirkonyumun elektronik yapısı normal bir metale uygundur Zirkonyum paslanmaz çelik gibi kuvvetlidir.

200°C’de 8.3X104 MPa olan elastik modülü düşüktür. Zirkonyum metalinin saflığı, mekanik özelliklerini arttırmaktadır. Zirkonyum reaktif bir metal olduğu için, hava veya solüsyon ile temas ettiğinde yüzeyinde hemen oksit tabakası oluşur. Oluşan oksit tabaka zirkonyumun korozyona karşı dirençli olmasını sağlar. Birçok ortamda zirkonyum, titanyum ve paslanmaz çeliğe göre daha dayanıklıdır: 130°C’de, %37 oranındaki hidroklorik asidin korozyon etkisine karşı çok dayanıklıdır, fosforik aside karşı aşınma direnci 65°C’de ve %40 oranına kadar çok iyidir, %0.1′in üzerindeki hidroflo-rik asidin zirkonyuma hızlı yapışma özelliği vardır.
Zirkonyumun elastik modülü düşüktür. Çok reaktif bir madde olup havada ve sıvı içerisinde hemen oksit ile kaplanır ve korozyona dirençli bir hale gelir. Diş hekimliğinde, malzemenin sağlam oluşu ve korozyona olan direncinden dolayı kullanımı gündeme gelmiştir. İmplant parçalan, post malzemesi olarak, ortodonti braketlerde, kompozit malzemesi olarak, kuron ve köprü materyali olarak kullanılmaktadır.

Seramik implant çevresinde de canlı destek alveol kemiği ile arada başka hiçbir doku bulunmaksızın, yapısal ve fonksiyonel bağlantı ve bütünleşme sonucu oluşan osse-ointegrasyon görünmektedir. Oluşan bu bağlantının, oluşması farklı, seramik malzemelerinin implant materyali olarak kullanılmasını gündeme getirmiştir. Zirkonyum oksitle kaplanmış implantlarla ilgili in vitro ve hayvan deneyleri yapılmıştır. Grosser-Schreiber ve ark. ZrN ve TiN kaplanmış disklerde plak birikimini karşılaştırmış ve Zr N kaplanmış disklerde plak birikiminin az olduğu belirtilmişlerdir. Bunun da diş eti iltihabına karşı avantaj olacağını rapor etmişlerdir.


Zirkonyum
Diş Zirkonyum

İmplant Tedavisi Nerede Yapılır


Kişinin sağlığı açısından implant tedavisine başlamadan önce yeterli ve doğru bilgilerin alınması önemlidir. Doğru seçilmiş vakalarda ve usulüne göre yapıldığı zamanlarda implant tedavisi kişilerin hayat kalitesini yükselten ve net sonuçlar veren bir tedavi şeklidir. 

İmplant tedavisini diş polikliniklerinde  diş hekimlerine yaptırabilirsiniz. Tüm dünyada olduğu gibi implant ülkemizde de sık tercih edilen bir uygulamadır.