26 Ağustos 2012 Pazar

Doğru Beslenme


İyi beslenmenin anahtarı çeşit zenginliğidir. Hafta boyunca çocuğunuza değişik türde yiyecekler vermişseniz gerekli besin maddelerinden yeterince aldığına emin olabilirsiniz. Uzun süre belli bir yiyecekten, söz gelimi yalnızca kek, bisküvi, ya da işlenmiş yiyeceklerden sosis, hamburgerden başka bir şey yemeyen çocuk için sağlıksız beslenme söz konusudur.









Sofra Sorunlarından Kaçınma


Yemek sırasında masabaşı sorunlarından kaçınmanın sırrı, sizin rahat ve arkadaşça yaklaşımınızdır. Her şeyden önce, çocuğunuza yemek yemenin, açlığı gidermenin zevkli bir yolu olduğunu öğretmelisiniz. Yemek zamanını onunla bir irade savaşına dönüştürmek kesinlikle yanlıştır. Sonuçta sizin keyfiniz onunkinden daha çok kaçacaktır. Üstelik, bir sonraki yemek zamanı, karşı koymaları daha da güçlü olacaktır. Yemek, hoş bir deneyim olmalıdır, bu nedenle yemekle ilgili sorunlarda ikinizi buluşturan ortak bakış açısını yakalamalısınız.
• Çocuğunuza bol çeşitli yiyecekler sunun ve seçme şansı tanıyın. Neyi sevip neyi sevmediğini kısa sürede belli edecektir.
• Ne belirli yiyecekleri yemiyor diye cezalandırın, ne de başka bir şeyi yiyor diye ödüllendirin. ‘Havuçlarını yersen oyuncakla oynayabilirsin’ gibi bir yaklaşım, havucun ancak ödülle yenebilecek ölçüde berbat bir şey olduğu görüşünü oluşturur.
• Yemeğini bitirmesi için acele ettirmeyin. O sizden daha yavaş yer. Sofradan kalkmak için yemeğinin bitmesini beklemesini istiyorsanız, siz de ona gerekli zamanı verin.
• İstediğinden daha fazlasını yemesi için onu zorlamayın. Ne kadar yiyeceğine kendisi karar versin. Gelişimi normalse iyi beslendiğinden emin olun.

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Çocuklarda Beslenme


İki yaşına ulaştığında çocuğunuz, mama sandalyesinden ‘mezun olarak’ yemek masasında ailenin geri kalanına katılmaya hazır duruma gelebilir. Her yemek zamanı çok önemli bir sosyal olaydır ve ailenin bir bireyi olarak masaya katılmayı öğrenmek çocuğunuzun süregiden kişilik gelişimi açısından yaşamsal önem taşır. Çok açık ki çocuğunuzun ne yediği de önemlidir ama, siz sofranızda yeterince besleyici yiyecek bulundurduktan sonra, yiyip yememeyi ona bırakabilirsiniz. Ne zaman ne kadar yiyeceğini bırakın o belirlesin.





Diabet(Şeker Hastalığı)


Yaşlı hastalarda izlenen diabet vakalarında gerek ağız temizliğinin yeterli olmaması gerkse diğer sistemik rahatsızlıklar ve fizyolojik değişiklikler (tükürük akış hızının azalması) ile ağız içi bulgular daha belirgin olarak ortaya çıkar.

Diabetle beraber artan ağız içi şikayetler;
* Gingivitis(diş eti iltihabı) ve periodontal hastalıklar
* Oral Candidiasis (Ağız içi mantar)
* Diş çekimi sonrası osteitis(dry socket)
* Ağızda yanma hissi

İlerleyen yaşla birlikte, hasta ağız hijyenini yeterli derecede sağlayamıyorsa plak birikimi artar. Diş eti çekilmesine bağlı olarak sementin açığa çıkması ve kalınlaşması gözlenebilir. Yaşlı hastalarda yeterli ağız hijyeninin sağlanamadığı durumlarda ortaya çıkan periodontal rahatsızlıkların yanında, diabet de periodontal hastalıklara neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda, tip 1 diabetin erken döneminde meydana gelen gingivitisin, diabet olmayan hastalardaki gingivitis özellikleri taşıdığı gözlenmiştir.

Klinik olarak periodontal hastalığı olan bireylerde izlenen şiddetli kemik kaybı, diabetik bireylerde gözlenen kemik kaybıyla benzerdir. Ancak,tip 1 diabet vakalarında diş eti cebindeki bakteri florasında farklılıklar vardır. Birçok çalışma, diabet ile oral candidiasis, mukozada hassasiyet ve yanma hissi arasında bir ilişki olduğunu belirtir. Artan genetik hassasiyet,vücudun savunma sistemi ve değişen ağız şartları candiasis için uygun ortam oluşturur.

Protez kullanan hastalarda,ağızda yanma hissine sıklıkla rastlanır. Ağız mıkozasındaki yanma hissi protezin çıkarılmasıyla azalır. 50 yaş üstü kadınlarda özellikle rastlanabilir. Diabet dışında ağızda yanma hissini oluşturan faktörler demir, protein, B2, B12, B6 vitamin eksikliği gibi sistemik rahatsızlıklar, düzgün parlatılmamış protez yüzeyleri,aşırı antibiyotik kullanımı,ağız gargaraları, reflü ve ağız kuruluğudur. Ağızda yanma hissi ağrılıdır ve sabahları yoğundur. Ağız kuruluğu ve tat almada azalma vardır. Tatlı gıdalar daha az, acı ve ekşi gıdalar daha fazla algılanır.

Diş

Nöromuskuler Sistem


45 yaşından itibaren iskelet kaslarında hem boyut hem de güç kaybı başlar. Masseter ve medial pterygoid kaslarında, ilerleyen yaşlarla birlikte kas yoğunluğu ve ağırlığında % 40 lık bir azalma görülür. Buna bağlı olarak foksiyonel çiğneme kapasitesinde azalma görülür. Yaşı ilerlemiş hastalarda, sinir sistemindeki nöron kaybı, dil ve dudak koordinasyonundaki azalmaya bağlı olarak protezlerin adaptasyonuda güçleşir.


Tükürük Bezlerinin Az Çalışması ve Xerestomia Nedenleri


Kan kaybı, ishal, şeker hastalarında yetersiz su alımına bağlı vücudun su kaybı, Aıds, otoimmun hastalıklar, baş boyun bölgesine uygulana radyoterapi, yaşlılarda aşırı ilaç tüketimi (anti hipertansifler, diüretkler, antipsikotik ilaçlar) depresyon, azalan çiğneme fonksiyonu ve Alzheimer sayılabilir. Tükürük azlığına bağlı olarak yaşlılarda, çürükler, candidiasis (mantar), yutma zorluğu ve mukoza hastalıkları gözlenir. Kullanılan protezlerde tutuculuk azalır ve protez yüzeylerinde gıda birikimi artar. Yine tükürük azalmasına bağlı tat alma duygusu azalır.


Tükürük


Tükürük ağız sağlığı için oldukça önemlidir. İçeriğinde bulunan kalsiyum, fosfat ve florit sayesinde, çürüklerin remineralizasyonunda önemli rol oynar. Ayrıca amilaz enzimi sayesinde sindirimde rol oynar. Yapılan histolojik çalışmalar sonucu, tükürük bezleri parakimasının ilerleyen yaşla birlikte, yağlı bağ dokusu ile yer değiştirdiği ve bunun da tükürük akış hızını azalttığı belirtilmiştir.