2 Ocak 2013 Çarşamba

Aftın Tedavisi


Uçuk tedavisinde bazı antiviral ilaçlar kullanılabilmektedir. Fakat her ikisi içinde en etkili tedavi lazerle yapılan tedavi olmaktadır. Özellikle uçuk çıkmadan ilk belirtiler başladığında lazer uygulanması virüsleri öldürdüğü ya lezyonun oluşumunu tamamen durdurmakta ya da çok kısa sürede iyileşmesini sağlamaktadır. Bu ilk belirtiler kaşınma, karıncalanma. Yanma ve sızlamadır.





Aft Nedir ?


Ağız içindeki yumuşak dokularda görülen küçük, yüzeysel ülserlerdir. Sıcaktan, soğuktan, sert gıdalardan etkilenerek ağrı yaparlar. Ağrılıdırlar ve 5-10 gün içinde iyileşirler. Nedenleri tam aydınlatılamamıştır. İmmün sistem bozukluları sonucu veya virüslerle oluşabilirler. Sürekli yanak ve dudakları çiğnemek aşırı sert diş fırçalamak, tahriş edici madde içeren diş macunları afta neden olabilirler. Ağız hijyeninin iyi olmadığı durumlarda alevlenebilirler. Bulaşıcı değildir. 

Aft oluşumunda vücut direnci çok önemlidir. Travma, stres, sigara içmek, hormonal değişiklikler, asitli veya aşırı tuzlu yiyecekler, lokal tahriş edici faktörler gibi nedenlerle oluşabilirler.

Sürekli ve tekrarlayan aft ve uçuklarda veya bunların yayılıp derinleştiği, cerrahatlendiği durumlarda veya ağız içinde 2 haftayı geçen bir iyileşmeyen yara varsa diş hekiminize veya doktorunuza başvurunuz.


Aft ve Uçuk


Ağzınızda veya dudaklarınızda yemek yemenizi, konuşmanızı engelleyecek kadar şiddetli ağrıya yol açan bir yaralar çok yaygındır. Bilin ki bu konuda yalnız değilsiniz. Pek çok sağlıklı insan tekrarlayan ağız yaralarından şikâyetçidir. 

Bunlar büyük bir oranda aft ve uçuklardır. Aft ağız içinde, uçuk ise dudaklarda nadiren ağız içinde görülür. Fakat ağız içinde olduğu zaman ikisini birbirinden ayırmak zordur. Kadınlarda daha yoğun olarak oluşur.





Ağız Kokusunu Nasıl Önleyebilirim ?


Bunun için ağzınızı elinizle kapatıp burnunuzdan nefes verirseniz ya da bir yakınınıza nefesinizin kokup kokmadığını sorabilirsiniz. Özellikle sabahları pek çok insanda koku olabilir. Çünkü gece boyunca ağızda tükürük akımı durur. Konuşmanın ve yemek yemenin, dilin hareketlerinin mekanik temizlik etkisi ortadan kalkar. Ağızdaki mikroorganizmalar için ideal bir üreme ortamı oluşur. O yüzden gece yatmadan dişlerin fırçalanması ve diş ipi kullanılması dişlerin üzerindeki mikroorganizmaları ve kalıntıları yok edeceği için temel bir uygulamadır. Sabah kahvaltıdan sonrada dişlerin ve dilin fırçalanması ve diş ipi kullanılması günün kalan kısmındaki kokuyu engelleyecek ve uzun dönemde diş ve diş eti problemlerinin gelişmesini durduracaktır;

Ağız hijyenini yukarda anlatıldığı şekilde sağlamak,
Yediklerinize ve içtiklerinize dikkat etmek,
Takılıp çıkarılan protezler her gece mutlaka çıkarıp temizlenmek, tekrar sabah takarak diş etlerinin dinlenmesi sağlanmak,
Diş hekiminizi düzenli olarak ziyaret ederek problemlerin oluşmasını engellemek, olanların başlangıç aşamasında önlenmesi ve düzenli olarak profesyonel temizlik yapılması.

Fırçalama ve diş ipi ile giderilemeyen sürekli ağız kokusu probleminiz varsa, kapsamlı bir diş muayenesi için diş hekiminizi ziyaret edin çünkü daha ciddi bir probleminiz olabilir. Diş hekiminiz size, kötü ağız kokusuna neden olabilecek diş eti hastalığı, ağız kuruluğu veya fazla plak birikimi olup olmadığını söyleyebilir.


31 Aralık 2012 Pazartesi

Diş Kimyasal Beyazlatması (Bleaching)


Dişe bir jel uygulayarak dişin doğal renginin daha açık hale getirilmesidir. Var olan renkten ne kadar açılabileceği veya bu işlemin fayda sağlayıp sağlamayacağına diş hekiminiz karar verecektir. Diş hekimi muayenehanesinde veya evde uygulanabilir. Her iki durumda da jelden açığa çıkan maddeler dişin renk pigmentlerini etkisiz hale getirerek rengin daha açık hale gelmesine sebep olur. Fakat dişlerde grilik hakimse bu kişilerde beyazlatma bu yöntemle elde edilemeyebilir. Çünkü bu kişilerde tam tersi renk pigmentleri az olduğu için diş ağızın içinin karanlığını yansıtarak gri gözükmektedir. Eğer mutlaka beyazlatma istenirse lamina veya kaplama yapmak düşünülmelidir.

Beyazlatma ile elde edilen renk büyük ölçüde kalıcıdır. 3 yıl sonra hastaların % 67'sinde renk hala aynıdır. Dişlerin rengi yaşla birlikte koyulaşır. Bu yüzden kısa zamanda değil ama uzun yıllar içinde renkte bir koyulaşma olacaktır.

Klinikte yapılan beyazlatma da diş hekimi dişlerin üzerine özel bir jel uygulayarak çeşitli yöntemlerle (ışınlı cihazlar, kendi kendine aktive olan materyaller vb.) kısa sürede istenen beyazlığı elde edecektir.

Evde yapılan beyazlatma da ise diş hekiminiz dişlerinizden ölçü alarak dişlerinize tam oturan bir plak yapacaktır. Bu plağın içine taraf edildiği gibi özel jel sürülerek gece uyurken 2-3 saat kadar 1-2 hafta süre ile takarak beyazlatma elde edilecektir. Bu şekilde yapılan beyazlatma biraz daha uzun süre kalıcı olmaktadır. Beyazlatma işlemleri sırasında dişlerde hassasiyet problemleri ortaya çıkabilir. Bu takdirde aspirin kullanılması ve tedaviye birkaç gün ara verilmesi sorunu halledecektir.

Bu işlemler sırasında asitli ve renklendirici yiyecek içeceklerden uzak durmalıdır. Beyazlatma işlemlerinden sonra beyazlatıcı diş macunları destek amacı ile kullanılabilir. Fakat burada sigara içenlere yönelik özel diş macunları veya tozlar kullanılmamalıdır. Bunlar çok yüksek oranda aşındırıcı içerdiği için dişleri kısa zamanda tahrip ederler.


Diş Beyazlatmanın Uygun Olmadığı Durumlar


Diş eti hastalığı veya çürükler varsa bunların tedavisi bitmeden bir işlem yapılamamalıdır.
•Mine aşınması veya çok hassas dişlerde dikkatli olunmalıdır.
•Hamilelikte ve emzirirken uygulamamalıdır.
•Ön dişlerde değişmesine gerek olmayan kaplama veya dolgular varsa ya bunlar beyazlatmadan sonra değişmeli ya da beyazlatma yapılmamalıdır. Çünkü bu dolgu ve kaplamaların rengi aynı kalacak fakat dişler beyazlaşınca olumsuz bir görüntü ortaya çıkacaktır.
•Dişte baskın renk grilikse bu durumda da beyazlatma fayda sağlamayacaktır.



Pedodonti Çocuk Diş Hekimliği ve Çocuklarda Diş Çapraşıklıkları (Ortodonti)


Çenelerin karşılıklı ilişkilerinin veya çeneler ile dişlerin büyüklüklerinin uyumsuzluğu durumunda oluşan problemler ortodonti tedavi ile çözüme kavuşabilir.