28 Ağustos 2012 Salı

Porselen Dolgular


Madde kaybı fazla,arka azı dişlerde uygulanır. Estetik, çiğneme basınçlarına dirençli, uzun vadede güvenilir dolgulardır.

Estetik Uygulama Alanları


• Ön dişlerdeki aralıkların kapatılmasında. 
• Çarpma sonucu oluşan kırıkların tedavisinde. 
Diş beyazlatma yönteminin yeterli olmadığı aşırı koyu renkli dişlerde, 
• Çürük ve çapraşıklık nedeni ile tüm dişlerin porselen kaplanması gereken durumlarda)

 'Laminate kaplamalar' olarak adlandırılan bu teknikle dişlerimizin sadece ön yüzeylerin bir dolguda alınandan daha az miktarda malzeme kaldırılarak mükemmel renk ve doku uyumlu uygulamalar yapmak

Dişlerdeki yıkımın fazla olduğunda dişin tamamının porselen kron ile kaplanmasıdır, porselen kronlar full porselen veya metal destekli olabilir. Full porselen kronlar metal destekli porselenlere göre daha estetik ve doğal görünür.






Estetik Çalışmalar


Porselen Kronlar
Estetik Dolgular
Zirkonyum Kron ve Köprüler

Tırnak kalınlıgında, istenen renk, boy ve formda özel olarak hazırlanmış bir porselen tabakasının dişin ön yüzüne yapıştırılması tekniğidir. Bu yöntemde porselen kron uygulamasından farklı olarak sağlıklı dişler çok fazla prepare edilmiyor. Bunun yerine dişin sadece ön yüzden çok ince bir diş tabakası kaldırılıp, hazırlanan porselen lamina dişin ön yüzüne özel bonding teknikleriyle yapıştırılıyor.





Estetik Diş Hekimliği


Kaybolan diş dokusunu, estetik ve fonksiyonu iade etmek, biyolojik uyum sağlamak, diş hekimliğinin amaçlarındandır. Porselen, estetik, doku dostu ve uygun fiziksel özellikleri ile en çok kullanılan restoratif malzemedir. Ancak porselenin fiziksel özelliklerini kuvvetlendirmek için geliştirilmiş olan metal destekli porselenler, metal altyapının varlığı nedeniyle yeterli estetik ve biyolojik uyumluluğa metal desteksiz porselenlerin olduğu kadar sahip değildir.


Diş Hekimi

Estetik Diş Hekimi

Estetik Diş Hekimliği

Estetik Diş

Zirkonyum Porselen Kaplamaların Avantajları


Zirkonyum diş kaplama estetik yapısı ile doğal dişlerden ayırt edilmesi oldukça güçtür. 

Zirkonyum kaplamanın  ışık geçirgenlikleri vardır. Metal porselen gibi koyu renk yansıma yapmazlar.

Metal destekli porselen diş kaplamalarında özellikle gün ışığında ve fotoğraf flaşında oluşan opak görüntü zirkonyum porselenlerde oluşmaz. 

Zirkonyum diş kaplama alerjik resksiyon yapmayan bir malzemedir.

Diş eti hastalıklarında ve diş eti çekilmelerinde sıkça görülen diş eti morlukları zirkonyumda görünmez. 

Metal destekli porselenlerde zamanla diş eti kenarında porselenin altındaki metalin renginden dolayı gri  bazen mor renkte bir hat oluşur. Zirkonyum porselen diş kaplama yapıldığında böyle bir sorun görülmez. 

Isı yalıtıcı özellikleri çok iyi olduğundan soğuk sıcak hassasiyetini önlerler. 

Zirkonyum porselenler yeterli çiğneme direncine sahiptirler.

Bu özellikleri (dayanma kuvvetleri) sayesinde zirkonyum kaplamalar arka bölgelerdeki dişlerde de çok rahatlıkla kullanılırlar. 

Zirkonyum metal destekli protezlere göre oldukça hafiftir. 

Zirkonyumlar ağızda metalik tat vermezler.

 Diş eti kenarlarındaki koyu renklenmeye neden olmazlar.

Zirkonyum porselen diş kaplamalar daha estetik ve doğal dişe yakın görüntü verirler

Diş eti dostu olan zirkonyum vücutta ve diş etinde allerjik reaksiyon oluşturmaması.

Cad cam sistem ile tam diş üzrine uyumlu mükemmel diş kaplamalar yapılabilir.

Estetik diş kaplaması diş etinde renk değişikliği yapmayan, diş etinde kanama yapmayan, doğal diş formunda, doğal diş renginde, karşı dişlerle uyumlu diş kaplaması demektir.

Çoğu zaman zirkonyum yapılmış ancak estetik uyumsuzluğu olan dişler görüyorum. Provalar dikkatlice yapılmalı gerekirse fotoğraf çekilerek hastanın kendi dişlerine rahatca karşıdan bakabilmesi sağlanmalıdır.

Estetik beklentileri olan hastaların tercihi zirkonyum porselen diş  kaplama dır. Bu nedenle kusursuz bir  estetik diş görüntüsü vermek de hekimin görevidir. Sadece zirkonyum malzemenin kullanılması hasta memnuniyeti için yeterli olamaz.

Zirkonyum porselen diş fiyatları ile de farklı olduğu kadar en az bu oranda estetik ve biyolojik olarak hastaya beklentilerini geri verebilmelidir.

Zirkonyum kaplama diş fiyatlarının  diğer metal alt yapılı porselen diş kaplamalarına göre daha yüksek olması ve hastanın bu tekniği ve malzemeyi tercih etmesi  öncelikle hastaların  estetik beklentilerinden kaynaklanmaktadır.

Zirkonyum diş porselenleri ile çalışan teknisyenlerin görevi de hasta memnuniyeti sağlanana kadar hekimin istediği değişiklikleri porselen diş üzerinde gerçekleştirmekdir.

Diş etinde koyu renk oluşmasını istemiyorsanız, kaplama dişlerinizin doğal dişler gibi ışık yansıtmasını istiyorsanız, zirkonyum bloklardan cad cam yöntemi ile oluşturulan zirkonyum alt yapılı kaplamalar sizin için uygundur.

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Zirkonyum Porselen Diş Kaplama


Zirkonyum porselen diş kaplamalar metal alt yapılı klasik köprülerden farklı olarak,  alt yapıda metal yerine beyaz  Zirkonyum maddesi kullanılır. Son teknoloji ürünü bu beyaz altyapı estetik ve dayanıklılığı bir arada sunabilen bir malzemedir. 

Zirkonyum porselen diş kaplama için  en büyük avantaj metal rengini yansıtmamasıdır. Bu sayede diş etinde morluk ve koyu renk oluşmaz.Ayrıca, ışık yansıtma özelliği sayesinde tam estetik bir görünüm sağlar. 

Ayrıca zirkonyum diş yapımında scanner denilen  tarayıcı kamerakullanılır. Bu tarayıcı yardımı ile elde edilen diş görüntüleri bilgisayara yüklenir. Daha sonra diş altyapı tasarımları (CAD) yapılarak üretime (CAM) geçilir. Zirkonyum tozunun sıkıştırılması le oluşturulmuş bloklardan kazınarak elde edilen zirkonyum altyapı hatasız olarak imal edilir.

Zirkonyum (zirkonyum diş kaplaması) geliştirilen bu teknolojiler ile tek diş kron restorasyonlarından, 3-6 üye köprülerde, implant üstü kron-köprü çalışmalarında başarı ile kullanılmaktadır.

Estetik diş hekimliğinin göstermiş olduğu gelişmeler ile 2000’li yıllarda diş hekimliğinde, yüksek kuvvetlere oldukça dayanıklı ve diş renginde olan ‘zirkonyum’ zirkonyum kaplama porselen diş  kullanılmaya başlanıldı.



Neden Zirkonyum


Çünkü zirkonyum doku dostudur. Buda bize yapılan porseleninin ağızda kalma süresi ve kullanım rahatlığı ileilgili çok uzun seneler öngörmemize sebep olmaktadır. Bu en önemli Sebeplerden biridir. Yüksek dayanıklılık Kırılma dirençleri son derece yeterli ve son derece dayanıklı porselenlerdir. Yapılan ölçüm ve testler kullanıcı grupları ve birçok süreç sonucunda dayanıklılığını çok ciddi oranlarda ispatlamışlardır.

Tamamen doğal görünüme en yakın porselenlerdendir. Altında metal yansımasının olmamasından dolayı grimsi-mat görüntü olmamaktadır. Isı yalıtım güçlüdür, bu nedenle kullandığımız metal alt yapılı porselenlere göre ısıyı dişe daha az gönderdiği için kullanım rahatlığı vardır. Hastalarımız hiçbir sorunla karşılaşmadan soğuk sıcak yiyecek içecek kullanmaktadırlar. Alerjik değildir bugüne kadar alerjik reaksiyon göstermesi çok nadir vakalarda rastlanmıştır. Işık geçirgenliği nedeniyle camsı görünür ve estetik olarak çok daha iyi bir görüntü sunar. Bu ve bunun gibi sebeplerden zirkonyum günümüzde kullanımı rahat ve tercih edilen  estetik olarak ta mükemmele yakın başarılı porselen diş çeşididir.


Zirkonyum Porselen Diş Nasıl Yapılır


Dişler kesildikten sonra dişlerin üç boyutlu yapısı tarayıcılarla bilgisayarlara aktarılır. Bu tarama işlemi iki çeşittir İlkinde dişler kesilir kesilmez hasta ağzında hiçbir şekilde ölçü malzemesi koymadan ağız içi tarayıcılarla ve kamera yardımıyla görüntü sayısal ortama aktarılır ve bu işlemden sonra planlama tamamen bilgisayar ortamında hazırlanır. Daha sonra cad cam sistemine veriler gönderilir. Zirkon bloklar burada döner sistemler yardımıyla porselen dişlerin alt yapısı haline getirilir.

Diğer yöntemde ise hastanın dişleri kesildikten sonra ağızdan ölçü alınır. Ölçü alındıktan sonra laboratuara giden ölçüler özel alçı sistemleri ile dökülür ve ölçünün aslı elde edilir. Daha sonra bilgisayarlardaki scannere benzer özel aletlerle bu ölçüler taranır ve sayısal ortama yani bilgisayara aktarılır. 

Alt yapılar prova edilir ve üst yapının yani porselenin işlenmesi için laboratuvara gönderilir. Zirkonyum porselen diş artık hazırıdır.


Zirkonyum


Zirkonyum porselen uygulamaları ile mükemmel estetik sonuçlar elde edilebilmektedir.



İmplantların Temizliği Önemli Midir


Evet. Hem de çok önemlidir. İmplantların ağız içindeki yabancı cisimler olduğu düşünülürse temizliklerinin en az kendi dişleriniz kadar hatta daha da önemli olduğunu taktir edersiniz. İmplantların temizlikleri belli bir öğrenme süreci gerektirse de, zor değildir. Ancak bu iş için yeterli zamanı ayırmanız gerekmektedir. Unutmamanız gereken şey, bu tip bir tedavinin başarılı olması için gerekli en önemli faktörün düzenli ağız bakımı olduğudur.




İmplant Yaptırmak İstiyorum Toplam Tedavi Süresi Ne Kadardır


İmplant operasyonlarının günümüzde sadece yarım saat içinde  yapılması bile mümkün oluyor. Diş ve kemik yapınıza göre belirlenen operasyon sekline göre toplam süre değişir. Genelde birinci operasyondan sonraki 3.ayda işlem bitirilir.



İmplantlar Yerleştirildikten Hemen Sonra Protezlerim Takılabilir Mi


Hayır. İmplantların kemik ile tam birleşmesini (osteointegration) sağlamak için iyileşme dönemi olan ilk 3-6 ay boyunca implant üstüne gelen yüklerin en aza indirgenmesi gerekir. Ancak doktorunuz bu iyileşme süresinde size uygun bir geçici protez yaparak sizin fonksiyonunuzu iade edecektir.








İmplant Yerleştirilirken Acıyor Mu


Uygun anestezi yöntemlerinin uygulanması durumunda hayır. Operasyon sırasında hasta tercihine göre genel ya da lokal anestezi kullanılabilir. Genellikle implantın yerleştirildiği akşam duyulabilecek ağrı basit ağrı kesiciler ile giderilebilir. Bir çok hasta bu ağrının normal diş çekiminden sonra duyulan ağrıdan farklı olmadığını belirtmektedir. Tedavinin problemsiz tamamlandığı vak'alar da implantların varlığını bile hissetmeyecek kadar rahat olursunuz.




Her Hastaya İmplant Uygulanabilir Mi


İmplant vidaları belirli kalınlığı ve genişliği olan yapılardır. Bu nedenle implant konulması düşünülen bölgede, çene kemiğinin, bu implant vidasını kabul edecek yükseklik ve genişliğe sahip olması gerekmektedir. Varolan kemiğin kalitesi de implant başarısını etkileyen faktörlerden birisidir. Ayrıca tedaviden önce ve implant ağızda kaldığı sürece dişetlerinin tamamen sağlıklı olması gerekmektedir. Hastanın genel sağlık durumu iyi olduğu sürece implant uygulamasını engelleyecek bir üst yaş limiti yoktur ancak kemik gelişimi tamamlanmamış çok genç hastalara uygulanması tercih edilmeyebilir.




İmplantlar Her Olayda Kullanılabilir Mi


İster tek diş, isterse birden fazla diş eksikliğinde eğer implant yerleştirmeye uygun miktarda kemik varsa, her olay için implant kullanılabilir.

26 Ağustos 2012 Pazar

İmplantlar İle Tedavi Güvenli ve Uzun Ömürlü Müdür


Güvenli ve kaliteli bir implant ortaya çıkarmak için yapılan çalışmalar 1809'dan beri sürmektedir. Günümüzde piyasa da mükemmele çok yakın, 35 yıllık klinik takipleri bulunan implantlar olduğu gibi nispeten yeni implant markaları da bulunmaktadır.


İmplant
Diş İmplant

İmplantların Çeşitleri Var Mıdır


Evet. Seri kullanıma girdikten sonra değişik implant tipleri üretilmiştir. Ancak günümüzde en popüler olan implant tipi 'vida' şekilli olanlardır. 


İmplant
Diş İmplant

İmplant(Diş Ekme)Nedir


İmplant, eksik olan dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen ve uygun malzemeden yapılan yapay diş köküdür.



İmplant
Diş İmplant

Dental İmplant


İmplant, eksik olan dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen ve uygun malzemeden yapılan yapay diş köküdür. Günümüzde diş implantları, tartışmasız olarak doğal dişlere en iyi alternatiftir. Geleneksel köprü ve protezlere göre daha iyi konuşma ve çiğneme fonksiyonu sağlarken, yüzünüzde doğal bir görünümü de beraberinde getirir. İmplant, günümüzde en çok tercih edilen diş tedavi şekli olmuştur. Doğru teşhis, yeterli bilgi, tecrübe ve ekipmanla uygulandığında diş implantı, hasta ve hekim açısından başarılı sonuçlar verebilen bir tedavi şeklidir.

Engelli Bireylerde Diş ve Ağız Sağlığı Bakımı ve Eğitimi


Yaş düzeyine uygun gelişimsel özellikleri doğrultusunda düşünüldüğünde; yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamada önemli oranda zorluk yaşayan, ihtiyaçlarını karşılamada ve günlük faaliyetlerinde başkalarına ihtiyaç duyan, zihinsel ve fiziksel yetersizliği olan bireyler "engelli" olarak değerlendirilebilirler. Bu bireylerde özellikle; çiğneme, yutma, beslenme ve uygun zamanda uygun gıdaları almayla ilgili problemler görüldüğünden, ağız ve diş sağlığı sorunları çok sıklıkla yaşanmaktadır.

Engelli bireylerde ağız ve diş sağlığını korumak, sorunlarıyla başa çıkabilmek için özel bir ilgi ve takibe ihtiyaç vardır. Çünkü genel sağlık problemleri yaşamlarını ciddi şekilde etkilerken diş sağlığı ikinci planda kalmaktadır. Ayrıca kendilerini ifade etmede yetersizlik yaşayan engelli bireyler, hastalık oluşana kadar şikayette bulunamayabilmekte ve hastalık oluştuğunda da sorunun kaynağını  söyleyememektedirler. Bu nedenle engelli bireylerin her alanda olduğu gibi diş ve ağız sağlığı alanında da bakım becerileri kazanmaları için eğitime erken yaşta başlanmalıdır.

Verilecek eğitimde, ağız ve diş sağlığını korumak için düzenli diş fırçalama ve ağız temizliği davranışı kazandırılmalıdır. Engelli birey, ince motor becerileri işlevsel ise verilecek eğitimle dişlerinin bakımını bağımsız olarak başarabilecektir. Bu bireyler öğrenirken ve öğrendiklerini uygularken çok tekrar ve zaman gerektiği akılda tutulmalıdır.

Diş fırçalama becerisinin nasıl kazandırılabileceğine ilişkin aşağıda bir örnek yer almaktadır:

Basamaklar;
1. Fırçayı sapından tutar.
2. Macunu kapağını tutar.
3. Fırçanın tüylü kısmına bir miktar macun sıkar.
4. Fırçayı ıslatır.
5. Fırçayı dişlerine götürür.
6. Fırçayı dişlerinin üzerinde yukarıdan aşağıya –aşağıdan yukarıya doğru hareket ettirir.
7. Fırçayı dişlerinin iç kısmında yukarıdan aşağıya doğru hareket ettirir.
8. Avcuyla ağzına su alır.
9. Ağzını su ile çalkalar.
10. Musluğu kapatır.

Görüldüğü üzere ev ya da okulda bireye diş ve ağız bakımını öğretirken beceriler basamaklandırılmış şekilde öğretilebilir. Her bir hareket bireye açıklanarak ve gösterilerek  bireyden bunu yapması istenir (Yap-göster-söyle). Böylece öğretilenler davranışa dönüştürülerek kalıcı hale getirilebilir.

 Engel çeşitleri çok olduğu ve kişiden kişiye farklılık gösterdiği için verilecek eğitimde, ailenin veya bakıcının, farklı alanlardaki (diş hekimi, psikolog, özel eğitimci gibi) uzmanlardan yardım alınması yararlı olacaktır. Eğer kişi motor, mental veya gelişim geriliği nedeniyle, eğitime cevap vermiyor ve diş ve ağız bakımını yapamıyorsa, bakımı düzenli olarak ebeveynleri veya engellilikle ilgili diş hekimleri yapmalıdırlar. Diş hekimine başvuran engelli bireyin, ağız ve diş sorunları çeşitli olabilir. Yanı sıra kişisel, psikolojik ve duygusal farklılıkları da olacaktır. Bu nedenlerle; bireyin engel çeşidi, kişiliği, duygusal ve psikolojik durumu ve hastalığı göz önüne alınarak, uygulanacak tedavi ve yaklaşım tarzı belirlenmelidir. Tedavi ve yaklaşım tarzı belirlenirken, diş hekimi, ilgili diğer uzmanlar, aile ve engelli birey işbirliği yaparak tedaviye geçilmesi başarıyı arttıracaktır.

Diş



Bebeklerde ve Çocuklarda Ağız Bakımı


Bebeklerde ağız ve diş bakımı ilk süt dişi çıktığı andan itibaren başlamalıdır. Düzenli aralıklarla diş hekimine götürülüp kontrolleri yaptırılmalıdır. Bu şekilde hekim aileye diş bakımı ile ilgili doğru bilgileri vererek ve gerek gördüğü anlarda koruyucu tedaviler yaparak hastanın erken süt dişi kaybını önler ve çocuğun ağız–diş gelişimi sağlıklı olur.





Hamilelikte Ağız Sağlığı


Hamilelik sürecinde sorunlardan kurtulmak içindiş taşına bağlı diş eti iltihabı var ise temizlenmeli ve ağız hijyenine maksimum özen gösterilmelidir.

Hamilelik sırasında anne adayında hormonal değişiklikler nedeniyle özellikle diş etinde bazı fizyolojik değişiklikler meydana gelebilir. Hastanın ağız hijyenide iyi değilse plak birikimine bağlı olarak hamilelik gingivitisi meydana gelir. Tedavi edilmez ise sert dokuya da geçerek yıkıma neden olan periodontitise neden olur. Hastanın yapması gereken hekimine başvurup diş taşlarını temizletmektir.İdeal olan ise çiftlerin hamileliğe karar vermeden önce hekime başvurup diş ile ilgili sorunlarını hallettikten sonra hamilelik sürecini yaşamalarıdır.

*Hamileliğin birinci 3 aylık devresi önemlidir, mümkün olduğunca işlemden kaçınılmalıdır. İşlem yapılabilecek enuygun zaman ikinci 3 aylık dönemdir. Ancak hastanın şiddetli ağrıları varsa ve bu ağrı hayat kalitesini etkiliyorsa hastanın doktoru ile konsültasyon yapılmalı ve doktorun direktifleri doğrultusunda işlem yapılmalıdır.

*Hamilelik sırasında bilinçsizce ilaç kullanılmamalıdır, tetrasiklin grubu antibiyotikler sert dokularda depolandığından doğacak çocuğun dişlerinde renklenmeler meydana gelebilir.

Abur Cubur ve Şekerlemeler


Çocuğunuz enerji kazanmak için öğün aralarında da bir şeyler yemek isteyebilir. Böyle zamanlarda ona bisküvi yerine elma, kepekli ekmek, muz, havuç gibi sağlıklı yiyecekler vermeniz daha doğru olur. Yemeğe oturduğunda pek aç olmasa bile gerekli besinleri bu şekilde almış olacaktır. 

Şekerli besinler de sorun yaratabilir. Tüm şekerli yiyecekleri yasaklamamız gerçekçi değildir; ancak uygun bir kısıtlama getirebilirsiniz. Şeker, kalori bakımından zengin olmakla birlikte besleyici değeri azdır, üstelik dişlere de zararlı etkileri vardır. Çocuğun şekerlemelere yönelik ilgisini ona verdiğiniz tatlı yiyeceklerin miktarını en aza indirerek denetleyebilirsiniz.
• Yemeklerde muhallebi yerine yoğurt ve meyve verin. Peynir de ağızda oluşan ve diş minesine zarar veren asitleri nötralize ettiği için yararlıdır.
• Şekerli yiyecekleri öğünlerin arasında değil, yemeğin sonunda verin.
• Uzun uzun emilen ya da çiğnenen şekerler yerine çabuk bitirilen şekerli yiyecekleri tercih edin.
• Meyve sularına ayrıca şeker katmayın ve yalnızca sofrada verin. Başka zamanlarda içmesi için süt ya da su verin
• Çocuğunuzu ödüllendirmek ya da cezalandırmak için şekerli yiyecekleri kullanmayın, bu tür yiyeceklerin onun gözündekini değerini arttırırsınız.
Dişlerini florürlü  bir diş macunuyla, günde en az iki kez, kahvaltıdan sonra ve yatmadan önce fırçalamayı alışkanlık haline getirmesini sağlayın.
• Şekerli yiyecekler ve cips türü yiyeceklerden sonra diş çürüklerini önlemek için dişleri fırçalayamıyorsak bile en azından ağzın bir bardak suyla çalkalanmasını sağlayabilirsiniz.

Doğru Beslenme


İyi beslenmenin anahtarı çeşit zenginliğidir. Hafta boyunca çocuğunuza değişik türde yiyecekler vermişseniz gerekli besin maddelerinden yeterince aldığına emin olabilirsiniz. Uzun süre belli bir yiyecekten, söz gelimi yalnızca kek, bisküvi, ya da işlenmiş yiyeceklerden sosis, hamburgerden başka bir şey yemeyen çocuk için sağlıksız beslenme söz konusudur.









Sofra Sorunlarından Kaçınma


Yemek sırasında masabaşı sorunlarından kaçınmanın sırrı, sizin rahat ve arkadaşça yaklaşımınızdır. Her şeyden önce, çocuğunuza yemek yemenin, açlığı gidermenin zevkli bir yolu olduğunu öğretmelisiniz. Yemek zamanını onunla bir irade savaşına dönüştürmek kesinlikle yanlıştır. Sonuçta sizin keyfiniz onunkinden daha çok kaçacaktır. Üstelik, bir sonraki yemek zamanı, karşı koymaları daha da güçlü olacaktır. Yemek, hoş bir deneyim olmalıdır, bu nedenle yemekle ilgili sorunlarda ikinizi buluşturan ortak bakış açısını yakalamalısınız.
• Çocuğunuza bol çeşitli yiyecekler sunun ve seçme şansı tanıyın. Neyi sevip neyi sevmediğini kısa sürede belli edecektir.
• Ne belirli yiyecekleri yemiyor diye cezalandırın, ne de başka bir şeyi yiyor diye ödüllendirin. ‘Havuçlarını yersen oyuncakla oynayabilirsin’ gibi bir yaklaşım, havucun ancak ödülle yenebilecek ölçüde berbat bir şey olduğu görüşünü oluşturur.
• Yemeğini bitirmesi için acele ettirmeyin. O sizden daha yavaş yer. Sofradan kalkmak için yemeğinin bitmesini beklemesini istiyorsanız, siz de ona gerekli zamanı verin.
• İstediğinden daha fazlasını yemesi için onu zorlamayın. Ne kadar yiyeceğine kendisi karar versin. Gelişimi normalse iyi beslendiğinden emin olun.

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Çocuklarda Beslenme


İki yaşına ulaştığında çocuğunuz, mama sandalyesinden ‘mezun olarak’ yemek masasında ailenin geri kalanına katılmaya hazır duruma gelebilir. Her yemek zamanı çok önemli bir sosyal olaydır ve ailenin bir bireyi olarak masaya katılmayı öğrenmek çocuğunuzun süregiden kişilik gelişimi açısından yaşamsal önem taşır. Çok açık ki çocuğunuzun ne yediği de önemlidir ama, siz sofranızda yeterince besleyici yiyecek bulundurduktan sonra, yiyip yememeyi ona bırakabilirsiniz. Ne zaman ne kadar yiyeceğini bırakın o belirlesin.





Diabet(Şeker Hastalığı)


Yaşlı hastalarda izlenen diabet vakalarında gerek ağız temizliğinin yeterli olmaması gerkse diğer sistemik rahatsızlıklar ve fizyolojik değişiklikler (tükürük akış hızının azalması) ile ağız içi bulgular daha belirgin olarak ortaya çıkar.

Diabetle beraber artan ağız içi şikayetler;
* Gingivitis(diş eti iltihabı) ve periodontal hastalıklar
* Oral Candidiasis (Ağız içi mantar)
* Diş çekimi sonrası osteitis(dry socket)
* Ağızda yanma hissi

İlerleyen yaşla birlikte, hasta ağız hijyenini yeterli derecede sağlayamıyorsa plak birikimi artar. Diş eti çekilmesine bağlı olarak sementin açığa çıkması ve kalınlaşması gözlenebilir. Yaşlı hastalarda yeterli ağız hijyeninin sağlanamadığı durumlarda ortaya çıkan periodontal rahatsızlıkların yanında, diabet de periodontal hastalıklara neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda, tip 1 diabetin erken döneminde meydana gelen gingivitisin, diabet olmayan hastalardaki gingivitis özellikleri taşıdığı gözlenmiştir.

Klinik olarak periodontal hastalığı olan bireylerde izlenen şiddetli kemik kaybı, diabetik bireylerde gözlenen kemik kaybıyla benzerdir. Ancak,tip 1 diabet vakalarında diş eti cebindeki bakteri florasında farklılıklar vardır. Birçok çalışma, diabet ile oral candidiasis, mukozada hassasiyet ve yanma hissi arasında bir ilişki olduğunu belirtir. Artan genetik hassasiyet,vücudun savunma sistemi ve değişen ağız şartları candiasis için uygun ortam oluşturur.

Protez kullanan hastalarda,ağızda yanma hissine sıklıkla rastlanır. Ağız mıkozasındaki yanma hissi protezin çıkarılmasıyla azalır. 50 yaş üstü kadınlarda özellikle rastlanabilir. Diabet dışında ağızda yanma hissini oluşturan faktörler demir, protein, B2, B12, B6 vitamin eksikliği gibi sistemik rahatsızlıklar, düzgün parlatılmamış protez yüzeyleri,aşırı antibiyotik kullanımı,ağız gargaraları, reflü ve ağız kuruluğudur. Ağızda yanma hissi ağrılıdır ve sabahları yoğundur. Ağız kuruluğu ve tat almada azalma vardır. Tatlı gıdalar daha az, acı ve ekşi gıdalar daha fazla algılanır.

Diş

Nöromuskuler Sistem


45 yaşından itibaren iskelet kaslarında hem boyut hem de güç kaybı başlar. Masseter ve medial pterygoid kaslarında, ilerleyen yaşlarla birlikte kas yoğunluğu ve ağırlığında % 40 lık bir azalma görülür. Buna bağlı olarak foksiyonel çiğneme kapasitesinde azalma görülür. Yaşı ilerlemiş hastalarda, sinir sistemindeki nöron kaybı, dil ve dudak koordinasyonundaki azalmaya bağlı olarak protezlerin adaptasyonuda güçleşir.


Tükürük Bezlerinin Az Çalışması ve Xerestomia Nedenleri


Kan kaybı, ishal, şeker hastalarında yetersiz su alımına bağlı vücudun su kaybı, Aıds, otoimmun hastalıklar, baş boyun bölgesine uygulana radyoterapi, yaşlılarda aşırı ilaç tüketimi (anti hipertansifler, diüretkler, antipsikotik ilaçlar) depresyon, azalan çiğneme fonksiyonu ve Alzheimer sayılabilir. Tükürük azlığına bağlı olarak yaşlılarda, çürükler, candidiasis (mantar), yutma zorluğu ve mukoza hastalıkları gözlenir. Kullanılan protezlerde tutuculuk azalır ve protez yüzeylerinde gıda birikimi artar. Yine tükürük azalmasına bağlı tat alma duygusu azalır.


Tükürük


Tükürük ağız sağlığı için oldukça önemlidir. İçeriğinde bulunan kalsiyum, fosfat ve florit sayesinde, çürüklerin remineralizasyonunda önemli rol oynar. Ayrıca amilaz enzimi sayesinde sindirimde rol oynar. Yapılan histolojik çalışmalar sonucu, tükürük bezleri parakimasının ilerleyen yaşla birlikte, yağlı bağ dokusu ile yer değiştirdiği ve bunun da tükürük akış hızını azalttığı belirtilmiştir.



Ağız Mukozası


Ağız mukozasındaki değişikliklerin, yaşlanmaya değil, uzun süreli protez kullanmayla ilişkili olduğu ortaya konmuştur. Ağız mukozasındaki reaksiyonlar, protez kullanmaya bağlı mekanik irritasyonlar, protez üzerinde biriken bakteriyel artıklar ya da protez materyaline karşı gelişen alerjik reaksiyonlar çok sık karşımıza çıkar. Protezlerin her gün temizlenmesi ve tekrardan ağza takılması gerekir. Hasta protezinin temizliğine özen göstermez ve uzun süre ağızda tutarsa, Candida Albicans denilen mantar enfeksiyonu ile karşılaşırız. Hasta protezini bir süre kullanmaz ve ağız temizliğine dikkat ederse, ağız sağlığına tekrar kavuşur. Bazı inatçı vakalarda ilaç desteği gerekebilir.


Pulpa

Pulpa, dişin beslenmesini sağlayan damar yapı ve dişe hassasiyetini veren sinir hücrelerinden oluşur. Yaşın ilerlemesiyle pulpa odasının hacmi daralır, damarlanma azalır ve dış uyaranlara karşı (diş kesimi, çürük vs) dişin hassasiyetinde azalma görülür.


Dentin

Pulpa dokusunun daralmasıyla oluşan sekonder dentin nedeniyle diş hassasiyetleri azalır. Dentin tübüllerinin diş yarısaydam görünüm alır.

Diş

Sement

Yaşın ilerlemesi ve buna bağlı diş eti çekilmesiyle sement dokusu açığa çıkar, bu bölgede renk daha sarıdır. Bunun yanında sement sement dokusunda yaşla beraber kalınlaşma olur.


Mine

Yaşın ilerlemesiyle birlikte, dişin arayüzü ve çiğneme yüzeyinde meydana gelen aşınmayla, diş yüzeyinde düzleşme olur. Aşınmaya bağlı oluşan sekonder dentin miktarına bağlı olarak dişin daha sarı bir renk halini alır ve ışık geçirgenliği azalır. Bununla beraber, mine yüzeyindeki çatlaklara dolan artık ürünler nedeniyle de dişte renk değişikliği oluşur.




24 Ağustos 2012 Cuma

Diş Dokuları

- Mine
- Dentin
- Sement
- Pulpa


Çiğneme Sistemi

Dişler, periodontal dokular, ağız mukozası, tükürük bezleri, nöromusküler sistem, çene kemikleri ve temporomandibular eklemlerden oluşur. Yaşlanmaya bağlı olarak bu yapılarda oluşacak değişiklikler, yaşı ilerlemiş hastalarda yapılacak ağız içi tedavileri etkiler. Yaşın ilerlemesiyle ortaya çıkan ağız içi değişiklikler.

Yaşlılarda Ağız ve Diş Sağlığı

Yaşın ilerlemesiyle birlikte bütün vücut sistemlerinde olduğu gibi ağız ve diş dokularda da değişiklikler olması kaçınılmazdır.




Yumuşak Doku Grefti


Genellikle damak bölgesinden veya ağzın başka bölgesinde alınan diş etini, ağızda diş eti boyunun yetersiz olduğu bölgeye transfer edilmesidir.





Gingivoplasti


Cerrahi olarak diş etinin yeniden şekillendirilmesi işlemidir. Genetik faktörler, diş eti hastalıkları veya travma nedeniyle şekli bozulmuş diş etlerinin yeniden şekillendirilmesi amacıyla yapılır. Ayrıca yumuşak doku greftinden sonra dokunun transfer edildiği bölgede diş etinin yeniden şekillendirilmesine ihtiyaç olabilir.









Gingivektomi


Kalınlaşmış diş eti (hiperplazi) olduğu durumlarda veya diş etini büyüyüp diş eti cebinin arttığı durumlarda, diş eti cebini azaltarak, gıda artıklarının birikimini engellemek ve hastaya rahat temizlik yapacağı ortam hazırlamak için yapılan diş eti cerrahisidir.




Gingival Flap


İleri periodontal hastalıklı vakalarda ve dişi çevreleyen kemik dokusunda yapılacak yeniden şekillendirmelerde, diş eti flap şeklinde kaldırılır. Flap kaldırarak hekim, kök yüzeyindeki diş taşlarını, iltihabi dokuları ve plak tabakasını rahatlıkla temizler. Ayrıca kemik üzerinde yapılacak yeniden şekillendirme işlemlerini yaparak bozulmuş kemik konturlarını düzenler. Derin diş eti cepleri, hastanın rahatça temizleyeceği hale getirilip diş eti cebi azaltılır.





Kron Boyu Uzatma

Dişin dolgu, kron, köprü ve diğer restoratif tekniklerle restorasyonu sırasında yeterli diş boyuna sahip olmadığı durumlarda diş etinin cerrahi olarak kaldırılmasıdır. Ayrıca ‘gummy smile’ denilen, gülündüğünde diş etlerinin, dişin üzerini kaplamış göründüğü durumlarda, kron boyunu uzatmak için diş eti cerrahi opersyonla kaldırılır.







Diş Eti Cerrahisi Çeşitleri

- Kron Boyu Uzatma
- Gingival Flap
- Gingivektomi
- Gingivoplasti
- Yumuşak Doku Grefti